12 Ocak 2013 Cumartesi

Hz.Ali bin Ebu Talib Kimdir, Hakkında Bilgi

. 12 Ocak 2013 Cumartesi

Ali bin Ebu Talib (Arapça: علي بن أﺑﻲ طالب‎, 599 - 661), İslam Devleti'ni 656-661 yılları arasında yöneten dördüncü İslam halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu, onun elinde büyüyen ilk çocuk, damadı ve ev halkındandır (Ehli Beyt). Sünnilere göre Cennetle Müjdelenen On Sahabe'den biri, Dört Büyük Halife'den sonuncusu; Şiilere göre ise Ondört Masum'dan biri, Oniki İmam'ın ilki ve Muhammed'in hak halefidir. İslam'daki Şii-Sünni ayrımı Ali'nin halifeliği mevzuuna dayanır.[1][4][5] Sünniler Muhammed'in bir halef bırakmadığını (dolayısıyla Müslümanların seçimi ile halifenin tayin olunduğunu söylerlerken), Şiiler ise Ali'yi halef bıraktığını söylerler ve ilk üç halifeyi kabul etmezler.

İlk dönem İslam kaynaklarının birçoğunda, Ali Kâbe'nin içinde doğan ilk ve tek insan olarak kaydedilir.[6] Ali'nin babası yerel bir kabilenin şefi olan[4] Ebu Talib, annesi Fatıma bint Esed'dir, bununla birlikte Ali, Muhammed'in evinde ve onun gözetiminde büyümüştür. Muhammed, peygamberliğini ilan edip İslamiyet'e davet etmeye başladığında, Ali bu daveti kabul eden Şia'ya göre ilk, Sünnilere göre (Hatice'nin ardından) ikinci insandır.[7][8][9][10]

Muhammed, Medine'ye Hicret'i emrettiğinde, Ali'yi Mekke'lilerin emanetlerini dağıtması ve yatağına yatarak müşrikleri kandırması için Mekke'de bıraktı. Ali görevini tamamlayıp Muhammed'den kısa bir süre sonra Medine'ye ulaştı. Medine'de Muhammed, Allah'ın onu Fatıma'ya layık gördüğünü bildirdi ve ikisini evlendirdi.[1] Ali, Muhammed komutasındaki İslam Devleti'nde son derece aktif roller aldı; neredeyse tüm savaşlara katıldı, ordu komutanlığı, tebliğ elçiliği gibi görevleri icra etti. Üçüncü halife Osman bin Affan'ın bir suikast sonucu ölmesiyle, halife seçilerek İslam Devleti'nin başına geçti[11][12]. Yönetimi sırasında Müslümanlar arasındaki ilk iç savaş (İlk Fitne) patlak verdi. Kûfe'de bir mescitte ibadet ederken Hariciler'den Abdurrahman İbn-i Mülcem tarafından hançerli saldırıya uğradı ve birkaç gün sonra öldü.[4] Kûfe yakınlarında toprağa verildi.[4]


Ali, İslam Dünya'sının hemen her yerinde, imanı, adaleti, ülke yönetimi, dürüstlüğü, savaşçılığı, cesareti ve ilmi ile anılır. İslam tarikatlarının çoğu, kökenleri olarak Ali'yi gösterirler ve onun soyundan geldiklerini iddia ederler. Ali İslam tarihinde üzerinde en çok tartışılan şahsiyetlerden biridir.

Mekke'de, 30. Fil Yılı'nın 13. ya da Recep ayının 13. günü, bir başka görüşe göre de Zilhicce ayının yedinci günü, Kabe’nin içinde dünyaya geldi (M.S. 599). Annesi Fatıma Ali'yi doğurmak üzere iken Kâbe duvarına dayandı. Bu esnada duvarın yarıldığına ve bir sesin içeri gelmesini söylediğine inanılır.[13] Dördüncü gün dışarı çıktığında Fatıma'nın kucağında bir erkek çocuğu vardır. Ebu Talib ve ailesine müjde verilir, Muhammed herkesten önce gelerek bebeği kucağına alır ve Ebu Talib'in evine kadar kucağında taşır (o sıralarda Muhammed eşi Hatice bint Hüveylid ile birlikte amcasının evinde kalmaktadır[14] ve evliliğinin henüz ikinci ya da üçüncü yılındadır

Bebeğin ismini kimin verdiği konusunda iki farklı görüş vardır; birincisi Ebu Talib'e bu ismin ilham olduğu[16], daha çok kabul gören ikincisi ise bebeğe bu ismi Muhammed'in verdiğidir.

Ali'nin annesi, Muhammed'in dedesi olan Abdülmuttalib'in (Şeybe bin Haşim) kardeşi olan Esed bin Haşim'in kızıdır. Abdülmuttalib öldüğünde, Muhammed'e annelik eden onu koruyup kollayan ve İslam Peygamberi'nin ilk eşi Hatice bint Hüveylid'in ardından müslüman olan ikinci kadındır.

Ali'nin babası, Kureyş'in liderliğini babası Abdülmuttalib'den (Şeybe bin Haşim) devralan Ebu Talib idi. Ebu Talib, dedesinin ölümü sonrası kimsesiz kalan Muhammed'i himayesine aldı ve ölümüne dek (43 yıl boyunca) himayesini sürdürdü. Muhammed peygamberliğini ilan ettiğinde ise Kureyş, Ebu Talib'in ölümüne değin, kendisinden çekinmiş ve Muhammed'e zarar vermeye cesaret edememişlerdir.

Ali'nin çocukluk dönemi, İslâm peygamberinin çocukluk döneminin geçtiği evde geçmiştir. Her ikisi de Ebu Talib'i bir baba ve yönetici olarak tanıyorlardı; Fatıma bint Esed'e de anne diyorlardı. Bu ortamın, onun yetişmesinde çok önemli bir yeri olmuştur. Ali’nin çocukluğunda bir kuraklık Mekke'yi sarmıştı. Muhammed, amcasının birer çocuğunu kendi yanlarına alarak onun ekonomik sıkıntısını hafifletmek istediğini bir diğer amcası Abbas'a bildirdi. Abbas Cafer'i, Muhammed'se Ali'yi büyütmek üzere yanlarına aldılar.[19] Ali, hutbelerinin, sözlerinin ve emirlerinin toplandığı kitabı olan Nechül Belağa'da o günleri şöyle anlatır:

"Çocuktum henüz, o beni bağrına basar, yatağına alırdı, beni koklardı, lokmayı çiğner, ağzıma verir yedirirdi... Ben de her an, devenin yavrusu, nasıl anasının ardından giderse, onun ardından giderdim; o her gün bana huylarından birini öğretir ve ona uymamı buyururdu. Her yıl Hira Dağı'na çekilir, kulluğa koyulurdu. Onu ben görürdüm, başkası görmezdi." [20]

Yine dönemin bir başka kaydına göre, Muhammed, Ali'yi omzuna alır Mekke'nin dağlarında, vadilerinde ve sokaklarında dolaştırırmış.

Şii ve Alevi inançlarına göre Ali, Müslümanlar arasında ilk iman getiren, 'Kâbe'de dünyaya gelen tek insan'dır. Sünni inancına göre ise, Muhammed'in eşi Hatice'den sonra iman etmiş olup, ikinci müslümandır.

Mekke'lilerin İslâm peygamberini katletme kararı aldıkları hicret gecesinde Ali, canı pahasına, peygamberin yatağında yatmıştır. Birçok tefsircinin görüşüne göre Allah bu fedakârlığı takdir ederek şu ayeti nazil etmiştir:

“İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını arayıp kazanmak amacıyla canını satar.” (Bakara/207)

Muhammed bu sayede gizlice evden ayrılarak emniyet içerisinde Medine'ye doğru yola koyulabilmiştir. İslâm peygamberinin emniyete kavuşmasından sonra da emri üzerine, Muhammed'e emanet olan çeşitli malları sahiplerine iade ederek annesini, Muhammed'in kızı Fatma'yı ve başka iki kadını da yanına alarak Medine'ye doğru hareket etmiştir.

Ali Medine'de devamlı Muhammed ile birlikteydi. Müslümanlar arasında kardeşlik akdi okuttuğunda Muhammed Ali'yi kendisine kardeşliğe layık gördü. Kızı Fatıma'yı zevce olarak ona münasip gördü. Bir yıl sonra da ilk çocuğu olan Hasan dünyaya geldi.

Ali eşlerinden ve cariyelerinden olma 14 erkek çocuk, 18 kız çocuk sahibiydi. Fakat nesli, Hasan, Hüseyin, Muhammed (İbn-i Hanefiyye), Abbas ve Ömer adındaki oğullarından türemiştir. Oğullarından çoğu Hicretin 60. Yılında Kerbela Savaşı'nda hayatını kaybetmiştir.[22]

Ali'nin ilk eşi İslam peygamberi Muhammed'in kızı Fatıma'dır. Ali Fatıma vefat edene kadar başkasıyla evlenmemiştir. Fatıma'dan 5 çocuğu olmuştur; isimleri şunlardır: Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Muhsin. Muhsin, henüz Fatıma'ın karnındayken, vefat etmiştir.

Ali Âmir b. Kilâb Kabilesinden Ümmü'l-Benin bint-i Hizam ile evlenmiştir. Bu hanımından Abbas, Cafer, Abdullah ve Osman adlarında dört çocuğu olmuş­tur.

Temim Kabilesin­den Leyla bint-i Mes'ud ile evlenmiştir. Bu hanımından iki çocuğu olmuş­tur: Abdullah ve Ebû Bekir.

Has'amî Kabilesinden Esma bint-i Umeys. Bu hanımından, Yahya ve Muhammedul-Asgar (Küçük Muhammed) dünyaya gelmiştir.

İslam peygamberinin damadı Ebû'1-As b. Rebi'nin kızı Ümâme de, Ali'nin hanımlarından birisidir. Muhammedu'l-Evsat da (Ortanca Muhammed) bu hanım­dan olmuştur.

Havle bint-i Cafer el-Hanefiyye isimli eşinden "İbn-i Hanefiyye" diye bilinen Muhammed isimli oğlu dünyaya gelmiştir.

Urve b. Mes'ud es-Sekafi'nin kızı Ümmü Said. Ali'nin bu hanımından ÜmmüT-Hüseyin ve Büyük Remle adlı kızları olmuştur.

Ali Hakkında Hadisler

-"Ali’yi ancak mümin olan sever ve ona ancak münafık olan buğzeder" [Nesai]

-"Ali’yi sevmek ateşin odunu yaktığı gibi Müslümanların günahını yok eder" [İ. Asakir]

-"Ali’ye düşman olanın düşmanı Allah’tır" [Ramuz]

-"Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır" [Deylemi]

-"İlim on kısım. Dokuzu Ali’de biri diğer halktadır. O bu biri de onlardan iyi bilir" [Ebu Nuaym]

-"Ali’yi seven beni sevmiştir. Ona düşmanlık bana düşmanlıktır. Onu inciten beni incitmiştir. Beni inciten de Allahü teâlâyı incitmiş olur" [Taberani]

-"İmanın birinci alameti Ali’yi sevmektir" [M. Ç. Güzin]

-"Ben kimin dostu isem Ali’de onun dostudur" [23]

-"Ya Ali! Hayatın benimle, ölümün benimledir" [24]

-"Ali dünyada ve ahrette kardeşimdir." [25]

-"Her kim Ali’ye eziyet ederse bana eziyet etmiş olur" [26]

-Muhammed Ali için şöyle demiştir: “Senin bana oranla yerin, Harun’un Musa’ya oranla yeri gibidir. Sadece benden sonra peygamber yoktur.”

-Cennet üç kimseye âşıktır: Ali b. Ebi Talib, Ammar b. Yâsir, Selmân-ı Farisî. [27]

-Biz Abdulmuttalib’in çocukları, cennetin efendileriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi...”(İbn Mace ).



tr.wikipedia.org
Share this Article now on :
ARTIKEL YANG BERHUBUNGAN :


0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...